Boşanma Davalarında Çocuğun Üstün Yararı ve Velayet Mücadelesi
Bir boşanma davasında hakimlerin en hassas olduğu, tarafların ise en çok çatıştığı konu “Velayet”tir. Türk hukukunda velayet düzenlemesinde tek bir temel kriter vardır: “Çocuğun Üstün Yararı.” Ne annenin ne de babanın istekleri, çocuğun fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişiminden daha önemli değildir. Ankara Aile Mahkemeleri, velayet kararı verirken ezbere hüküm kurmaz; uzman pedagog ve sosyal hizmet uzmanlarının raporlarına dayanır.
Velayet Kime Verilir?
Annelik vs. Babalık Karinesi Toplumda “çocuk kesin anneye verilir” gibi bir algı olsa da, bu her zaman doğru değildir. Evet, anne bakımına muhtaç yaşta (0-3 yaş ve genellikle 7 yaşa kadar) çocukların anneye verilmesi esastır. Ancak annenin çocuğa şiddet uygulaması, ahlaka aykırı yaşam sürmesi veya akıl sağlığının yerinde olmaması gibi durumlarda velayet babaya verilebilir. Tecrübeli bir Ankara boşanma avukatı, velayet dosyasını hazırlarken ebeveynin maddi durumundan ziyade, çocuğa sunacağı “ilgi, sevgi ve zaman” faktörlerini ön plana çıkarır.
Ortak Velayet Mümkün mü?
Son yıllarda Türkiye'nin de imzaladığı uluslararası sözleşmeler gereği “Ortak Velayet” kavramı uygulamaya girmiştir. Eşler boşansa bile, çocuğun eğitimi ve sağlığı konusundaki kararları ortak almaları mümkündür. Ancak bunun için taraflar arasında ciddi bir iletişim sorunu olmaması ve hakimin buna ikna olması gerekir.
Kişisel İlişki Kurulması ve İcra Sorunu Velayeti alamayan tarafın çocukla görüşmesi “Kişisel İlişki” ile düzenlenir. Ne yazık ki bazı ebeveynler, çocuğu diğer tarafa göstermeyerek bir cezalandırma aracı olarak kullanmaktadır. Bu durumda “Çocuk Teslimi” prosedürleri devreye girer. Özellikle çocuğun icra yoluyla alınması travmatik bir süreçtir ve yeni düzenlemelerle Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri devreye girmiştir.
Bu hassas süreçte, kadın boşanma avukatı Ankara ve çevresinde, özellikle annelerin çocuklarından koparılma korkusunu yönetmek ve babaların ise “hafta sonu babası” olmaktan öteye geçmesini sağlamak için kilit rol oynar. Velayet davası, bir egolar savaşı değil, bir çocuğun geleceğini inşa etme sürecidir.